Şen ola düğün, şen ola deriz davullar vurulur, halaylar çekilir, şarkılar söylenir, danslar geç saatlere kadar sürer. Kimin düğünü olursa olsun her düğünün ardından günlerce konuşulur.
Fakat her zaman mutlu başlayan birliktelik, mutlu sürdürülemez ve boşanırken bu kez düğünde takılan ziynet yani gram-çeyrek veya yarım altın, beşibiryerde, altın küpe, kolye seti, bilezik, pırlanta, elmas, kol saati gibi) altın, takı ve paraların kimde kalacağı tartışılır.
Hemen belirtelim ki bu konuda yasal bir düzenleme mevcut değil. Ayrıca hukukçular arasında görüş ayrılıkları da var.
Düğünde ziynet ve paralar bazen erkeğe bazen tadına takılır. Ayrıca bu ziynetlerin bazıları kadına, bazıları ise erkeğe özgüdür.
Yargıtay’ın bu konuda verdiği son kararlara göre sorunun yanıtı; takının kime takıldığı ve takılan altının türüne göre değişiklik gösterebiliyor.
Kadına takılanlar: Düğünde kadına takılmış olan para, altın dahil her türlü ziynet eşyasının (çeyrek altın, altın küpe, kolye seti, bilezik, pırlanta, elmas gibi) kadına ait olduğu kabul edilir.
Taraflarca farklı bir anlaşma yapılmadıkça veya yerel adetlere göre farklı bir düzenleme olmadıkça tüm bu takılar kadına bağışlanmış sayılır, onun kişisel malı niteliğindedir. Altın/takı ya da paranın ailenin gereksinmeleri-borçları için harcanmış olması, bunların aynen iadesi veya bedelini ödeme yükümlülüğünden erkek tarafını kurtarmaz.
Erkeğe takılanlar: Kural olarak, erkeğe takılan altın ve benzeri ziynetlerden kadına özgü olanlar (küpe, kolye, bilezik gibi) yine kadına ait olacaktır. Yani erkeğe takılan tam-çeyrek-gram altın ve/veya para kadına özgü nitelik taşımadığı için erkeğe ait olabilir. Bilezik erkek tarafından, erkeğe takılmış olsa dahi kadına ait sayılır.
Keseye-sandığa atılanlar: Altınların paylaşımı çiftler arasında yarı yarıya olabilir.
Tarafların evlilik içerisinde birbirlerine hediye olarak verdiği altın, elmas, pırlanta, saat gibi takı ve hediyeler ise bağışlanmış sayılır. Geri istenmez.
Yargıtay Hukuk Kurulu ’emsal’ olabilecek yeni bir karar verdi. Karara konu olan somut olayda isimleri açıklanmayan bir çift, boşanmak için aile mahkemesine başvurdu ve davacı kadın; düğünde takılan ve eşinde kalan altınları (tam, yarım, çeyrek, gram ve bilezik) kendisine geri verilmesini istedi.
Davalı eş ise talep edilen miktarda ziynet eşyası olmadığını ve zaten örf ve adetlere göre düğünde takılan tüm takıların erkek tarafına ait olduğunu savundu. Aile Mahkemesi davalı erkek eş lehine kısmi karar alınca, kadın davacı temyize gitti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını bozdu ve Aile Mahkemesi’ne geri gönderdi. Ancak mahkeme yeniden gördüğü davada aldığı ilk kararda direnince bu kez dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi.
YHGK’lu Yargılama sonrası oy çokluğu ile alınan kararda; ‘Düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından, hangi eşe takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma ya da örf-âdet olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve kadının kişisel malı kabul edilir’ dendi. Yasal mevzuatta, bu konuda yazılı bir hüküm bulunmadığına atıf yapılarak örf ve âdet hukuku uygulandığı da belirtildi.
YHGK’lu; yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre; kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayıldığına ve artık kadının kişisel malı kabul edildiğinin de altını çizdi.
Kaynak: https://www.haberler.com/yazarlar/izzet-dogan/takilar-kimin-izzet-dogan-e-istanbul-hakimi-1471/
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.