Engellinin Gerçek Engeli
Türkiye’de yaklaşık 9 milyon arasında engelli olduğu tahmin ediliyor. Bu oran neredeyse nüfusumuzun % 10’una tekabül ediyor. Tek bir engellik biçimi yok. İşitme, ortopedik, görme, zihinsel engelli gibi… Hatta Cücelik de engelli olarak kabul edildi.
Ancak bu nüfus oranında engelliye sokakta rastlamak mümkün değil. Çevrenize bakın dikkat edin, engelli insanlarımızı çok az göreceksiniz. Bunun nedeni ne olabilir hiç düşündünüz mü?
Engelli olmak suç mu? Elbette değil. Düşünüldüğü zaman herkes potansiyel engelli konumunda.
Öyleyse sorun nedir? Niçin engellilerimizi aramızda göremiyoruz? Milyonlarca insanı eve, kendi içine hapsetmemizin mazereti olabilir mi?
Bir an için empati yaparak kendinizi engelli yerine koyunuz. Böyle bir çevrede ve sistemde insani ihtiyaçlarınızı karşılayabilir, toplumun içine karışabilir, kendinizi toplumdan soyutlanmamış halde hissedebilir misiniz?
Maalesef günümüzde toplum ve yöneticilerin engellilere bakış açısı hak temelli değil, yardım temelli. Böyle olunca acıma ve merhamet bakışı ile sorunlar halının altına süpürülerek görmezden geliniyor. Yapılan yardımlar ile sorunların çözüldüğü zannediliyor. Medya da engelliler ile ilgili olarak bu bakış açısıyla haberler veriliyor.
Hiçbir zaman engellilerin de engelsiz insanlar gibi yaşamaya hakkı olduğu, hizmetler getirilirken onların da en az bizler kadar o hizmetlerden yararlanma hakkı olduğu düşünülmedi. Bu anlamda ciddi bir koordinasyon ve çalışmanın da belediyeler, STK’lar, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerine getirildiğini de söylemek zor.
Bakın çevrenize. Rampasız binalar, yüksek kaldırımlar, parklarda bahçelerde, yollarda olmayan hissedilebilir yüzeyler, otobüslerde çalışmayan ses sistemleri vb. birçok sorun.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
Türkiye’de 285.871 adet yaya yolunun (arter, cadde ve sokaklarda bulunan kaldırımlar) yüzde 81,40’ında rampa ve yüzde 96,08’inde ise hissedilebilir zemin uygulaması bulunmuyor.
Türkiye’de 51 ilde hizmet veren 26.463 şehir içi ulaşım aracının yüzde 58,98 rampa ya da asansör bulunmuyor. Yüzde 73,08’inde sesli ikaz sistemi, yüzde 70,40’ında görsel ikaz sistemi bulunmuyor.
29.795 kamu binasının sadece yüzde 32,51’inde asansör, yüzde 24,68’inde uygun tuvalet ve yüzde 0,23’ünde indüksiyon döngü sistemi bulunuyor.
Kamu binalarında işaret dili bilen personel oranı yüzde 15 ile sınırlı. Kamu kurum ve kuruluşları internet web sayfalarının yüzde 95,24’ü görme engelli kişilere ve yüzde 92,86’sı ise işitme engelli kişilere uygun değil.
Sorunun büyüklüğünü ve yapılanların yetersizliğini rakamlar çok ama çok iyi ortaya koyuyor. Duyarsızlığımızın göstergesini de.
Her şey yalan söyler ama rakamlar asla.
Aslında rakamlar şunu da söylüyor. Engellilerin en büyük engeli engelsizlerin duyarsızlıkları ve düşüncesizlikleri olduğunu ortaya koyuyor.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.