HERKES ZARLARIN HİLELİ OLDUĞUNU BİLİYOR MU?
Leonard Cohen. Tarihe altın sözler adamış bir sanatçı insan. Onu bu kadar meşhur eden müthiş sözler şöyle;
“Herkes biliyor zarların hileli olduğunu. Herkes yuvarlanıyor iyi şanslar dileyerek. Herkes biliyor savaşın sona erdiğini. Herkes biliyor iyilerin kaybettiğini. Herkes biliyor dövüş önceden ayarlanmıştı. Yoksullar yoksul kalır, zengin zenginleşir. İşler böyledir. Herkes biliyor.
Herkes biliyor teknenin su aldığını. Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini. Herkeste babaları ya da köpekleri biraz önce ölmüş gibi buruk bir his var.” Leonard Cohen.
Leonard Cohen, bir büyük hakikate çarpıcı sözlerle parmak bastı. Gerçekten Cohen’in dediği gibi herkes biliyor mu zarların hileli olduğunu? Herkes biliyor mu teknenin su aldığını ve kaptanın yalan söylediğini?
Sorunun cevabı ne acaba? Gerçekten herkes biliyor da bilmezlikten mi geliyor? Bence sorunun cevabı “evet” herkes biliyor. Ve herkes her şeyin farkında.
Peki herkes her şeyin farkındaysa nasıl oluyor da kimse bir şey demiyor? “Kaptan gemi su alıyor ve sen yalan söylüyorsun” diye? Niye herkes kral çıplak demiyor veya diyemiyor?
İşte bu sorunun cevabı aslında hem çok kolay hem de çok zor?
Artık öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bilgi çağı deniliyor. Artık haber ve olaylar o kadar çabuk yayılıyor ki, birkaç dakikada belki de tüm dünya hadiselerden haberdar oluyor. Kısaca ben duymadım, bilmiyorum görmedim demek imkansız. Sosyal medya ve arama araçlarıyla bilgiye anında ulaşılabilmekte. Bilginin doğru olup olmadığı farklı kanallardan kontrol edilebilmekte. Yeter ki oku, düşün ve anla.
İşte bu noktada bilgiye gerçeklere ulaşabilen insan için zor kısım başlıyor. Gerçekten hakperest olup olamama durumu. Hakperest insan, doğru hoşuna gitmese de, kendisine zarar da verse doğruyu kabullenir, yani haklıya hakkını teslim eder. Yiğidi öldürür ama hakkını verir.
Hakperest olamayan varlık ise, inandığına, inanmak istediğine, menfaati uygun olana inanır. İnanır da hakkaniyet duygusunu ve vicdanını yitirir. Aslında ne kadar da iyi biliyor her şeyi tüm çıplaklığıyla. Ama gel de göster gösterebilirsen. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki?
İşte zarlar hileli de olsa, gemi su da alsa, kaptan yalan da söylese inanmak istediklerine inanan bu sefil ruhlar olduğu müddetçe, ne hileli zarların düzelmesi, ne geminin sağlam olması ne de kaptanın doğruyu söylemesini beklemek hayalcilik olur.
Ne demişler. Kel başa şimşir tarak çok bile.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.