Mirasta Tenkis Davası Nedir?
Ölüme bağlı tasarruflar ile ilgili birçok dava vardır. Ancak bunlardan en önemlileri,
1-Muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davası,(Muvazaa nedeni ile tapu iptal davasının benzeri)
2-Ölüme bağlı tasarrufların iptali davası
3-Tenkis davası,
4-Vasiyetnamenin iptali davasıdır.
Bunlardan tenkis davası inceleme konusu yapılacaktır.
Saklı payın ne olduğu, saklı pay oranlarının daha önceki yayınlanan makalemizde açıklamıştır. Saklı payı aşan tasarruflar yasa hükmüne aykırı olduğundan iptal edilebilir. Saklı payı aşan tasarrufların murisin mal varlığına geri döndürülmesi için açılan davaya tenkis davası denir. Tenkis davasının amacı miras bırakının kanunun tanıdığı yetkisini aşarak fazla yaptığı tasarrufların mirasçılara intikalini sağlayan davadır.
Tenkis davası murisin (miras bırakanın) ölümünden sonra açılması gerekir. Öncesinde açılacak bir dava ret edilecektir. Muris sağ olduğu müddetçe, vasi atansa dahi bu davanın açılması mümkün değildir. Tenkis davası, miras bırakanın mirasçılar aleyhine mal kaçırma amaçlı işlemlerin iptalinde etkili olan bir dava yoludur. Aynı amacı güden muris muvazaası ve ölüme bağlı tasarrufların iptali davalarından farklıdır.
Saklı pay sahibi mirasçılar kanunda tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda saklı payları da ayrıca mirasçıya göre değişen şekilde belirtilmiştir. Saklı pay mirasçısı murisin yaptığı tasarruflara karşı miras payları belirli oranlarda korunan mirasçılardır. Bunları özetlersek murisin altsoyu (Çocukları, evlatlıkları, torunları ve onların çocukları), anne-babası ve eşidir. Kardeşlerin saklı payı 10 Mayıs 2007 yılında kanun değişikliği ile sonlandırılmıştır. Artık kardeşlerin saklı payı olmadığını hatırlatmak isteriz. Bu tarihten önce saklı paylarının olduğunu hatırlatmak isteriz.
Tenkise konu tasarruf yeni Türk Medeni Kanunun yürürlük tarihi olan 1.1.2002 tarihinden önce yapılmış olabilir. Bu tasarruflarda tenkisi tabidir. Çünkü benzer düzenlemeler eski kanunda da mevcuttur. Miras bırakan saklı payın dışında kalan mirasını dilediği gibi tasarruf edebilir. Buna hukuki dilde tasarruf oranı denir. Tasarruf oranı mirasçıların kim olduğuna göre değişmektedir. Tasarruf oranını aşmayan bağışlar vs tenkisi söz konusu değildir. Ancak iptal davasına konu olabilir.
Tereke nedir, nelerden oluşur?
Tenkis davasının ilk şartı murisin ölmüş olması gerektiği hususudur. Ölen kişinim mal varlığına tereke denir. Tereke ölen kişinin mal varlığı, alacakları, borçlarından oluşur. Önce net terekenin tespit edilmesi gerekir. Bunun için murisin alacakları ( aktif) ve borçlarının (pasif) tespiti gerekir. Mal varlığının parasal değeri tespit edilmelidir. Borçlar çıkarıldıktan sonra kalan kısma “net tereke” denir. Aktif ve net terekeye tenkise tabi tasarruflar da dahil edilir. Pasif kışım borçlardan oluşur. Ayrıca miras bırakan ile bir arada yaşayan kişilerin üç aylık zorunlu yaşam giderleri, terekeyi mühürleme ve defter tutma masrafları, cenaze masrafları gibi giderlerde pasife kısma dahildir. Bütün bu hesaplamalardan sonra net tereke miktarı ve tenkise tabi tasarruf olup olmadığı hususu belirlenir. Tespite göre tenkise tabi tasarruf var ise tenkis davası açılabilir. Tasarruf ölümü bağlı olarak yapılmış ise tenkise konu tasarruf ifa edilmez.
TENKİS DAVASI NEDİR
Murisin bazı ölüme bağlı tasarrufları ile kanunun izin verdiği sağlar arası tasarruflarının toplamı saklı payın dışında kalan miktardan fazla ise, hakkı zayi olan mahfuz hisse sahibi mirasçı bu davayı açabilir. Tasarruf ifa edilmemiş ise ifasının engellenmesi, ifa edilmiş ise iptalini tenkis davası ile dava konusu edebilir. İşte bu alacak davasına tenkis davası (Arapça eksiltme kelimesinden türemiştir) denilir.
Türk Medeni Kanunun 560. Maddesinde:
Madde 560- Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır denilerek bu dava kanunda da tarif edilmiştir.
Tenkis davası açılmasının ilk şartı miras bırakanın ölümüdür. Miras bırakan bütün malvarlığının tasarruf etse, saklı paylarını ihlal ettiği kesin olsa ve onun ölümü beklendiğinde telafisi imkânsız zararlar doğsa dahi, mahfuz hisse sahipleri ölümden önce bu davayı açamaz. Yani davanın en temel şartı murisin ölümüdür. Hatta tedbir dahi talep edemezler. Yani sağken ölüme bağlı yapılan tasarrufun murisin ölümünden önce hiçbir şekilde tenkisi için hiçbir şekilde dava açılması mümkün değildir. Kısacası mirasçıların hak sahibi olması miras bırakanın ölümüne bağlıdır.
TENKİS DAVASININ KONUSU NEDİR? TENKİSE TABİ TASARRUFLAR NELERDİR?
Tenkis davasının konusu ölüme bağlı yapılan tasarruflarla sağlar arasında yapılan ve kanundaki şartları taşıyan bazı tasarruflardır. Türk Medeni kanunun 565 maddesinde murisin sağlığında yapılan tenkis konusu tasarruf hususu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Sağlar arası tenkise tabi tasarruflar ayrı bir makale konusudur. Kanunda “Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir” denilerek tenkise tabi tasarruflar tek tek sayılmıştır. Bunların dışındaki tasarrufların tenkisi mümkün değildir.
TENKİS DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?
Saklı pay mirasçılarının kimler olduğu yukarıda özetle ve başka makalemizde ayrıntılı izah etmiştir. Makaleye bu linkten (https://avibrahimgullu.com/mahfuz-hisse-sakli-pay/) ulaşabilirsiniz.
Kanun’a göre tenkis davasını sadece saklı payı olan mirasçılar açabilir. Saklı paylı mirasçılar miras bırakanın alt soyu, ana-babası ve eşidir. Eşin saklı mahfuz hissesi mirastaki pay sahibine göre farklılık gösterildiği belirtmek isteriz. .
Tenkis davasını sadece saklı pay sahibi açabilir. Terekeye atanan temsilci veya vasiyet memuru bu davayı açamaz. Saklı pay mirasçıları bu davayı tek başına açabilirler. Birlikte açmak zorunluluğu yoktur. Her bir mirasçı bağımsız hareket edebilir. Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.
DAVANIN DİĞER SAKLI PAY SAHİPLERİNE ETKİSİ VAR MIDIR?
Tenkis davasının tek bir hak sahibi tarafından tek başına açılmasının bir sonucu olarak kazandığı dava diğer saklı pay sahiplerini nasıl etkiler?
Tenkis davası iptal ve muvazaa davasından farklıdır. Tenkise konu malın tamamının mülkiyeti terekeye geri dönmez. Mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesinde bütün mirasçılar dava açmış gibi tereke hesaba katılır. Ve dava açanın saklı payına tecavüz olup olmadığı, varsa miktarı hesaplanır. Ancak mahkeme sadece dava açan kişi açısından tenkise karar verir. Dava açmayan saklı pay sahipleri (mesala diğer muris kardeş) adına tenkis hükmü kurulmaz. Tecavüz miktarı tüm saklı paylar göz önüne alınarak hesaplanmasına rağmen; tüm tenkis edilebilir miktarın tenkisi yapılmaz. Sadece davacının hakkı kadar kısmın tenkisi yapılır. Dava açmayan saklı paylı mirasçıları bu tenkis kararının sonucundan doğrudan faydalanamazlar. Ancak bu dava onlar açısından önemli bir tespit davası hükmü taşır. Yani bu karar ile mahfuz hisselerine tecavüz olup olmadığı tespit edilmiş olur. Ancak bu karar kanunen diğer mahkemeleri bağlamasa da, diğer mirasçılar açından önemli bir delil olmaktadır. Dava açma süresi sona ermemiş yada derdest davalarda delil olarak mahkemeye sunulabilir.
Saklı pay sahibi gerek yaşlılık, gerekse akıl sağılığı olmaması gibi nedenlerle kısıtlanmış ise bu davayı vasisin açması gerekir. Özellikle özürlü çocukların vasisi açısından önem arz etmektedir. Yoksa vekalet görevini kötüye kullanma suçlaması ile karşılaşabilir.
BORÇLU OLAN SAKLI PAY SAHİBİ BU DAVAYI AÇMAZSA? SAKLI PAY SAHİBİNİN ALACAKLILARI DAVA AÇABİLECEK MİDİR?
Kanunda kötü niyetlilere karşı alacaklıyı korumaya yönelik birçok düzenleme vardır. Kanunen alacaklının bu davayı açmasına cevaz verilmiştir. Amaç alacaklıların alacağını alabilmesine kanunen olanak sağlamaktır. Ancak alacaklıların alacağının başka türlü tahsil imkanı kalmadığı hususunu aciz vesikası ile ispat etmesi gerekir. Aciz vesikasının ölümden önce alınmış olması gerekir.
Borçlunun mahkemece iflasına karar verilmiş ve iflas masası oluşmuş ise bu davayı öncelikle iflas masası açmalıdır. Ancak iflas masası bu davayı açmaya yanaşmaz ise bu husus tespit edilerek masa alacaklıları da bu davayı açabilirler.
Kanun koyucu kanuna karşı hileye cevaz vermez. Bu nedenle saklı pay sahibi mirasçının sadece göstermelik ciddiyetten yoksun açtığı ve davayı yeterince takip etmediği durumlarda alacaklıların bu davayı açmaları kanunen mümkündür. Çünkü borçlu saklı pay sahibinin amacı davayı kazanmak değil, alacaklıların dava açmasını engellemektir. Kanun kötü niyeti korumaz.
TENKİS DAVASININ DAVALISI KİMLER OLACAKTIR?
Bu davanın davalısı; tenkise tabi tutulan kazandırmaların lehine yapıldığı kişilerdir. Davalılar üçüncü kişiler olabileceği gibi diğer mirasçılarda olabilir. Lehine tasarruf yapılan davalının ölmüş olması durumunda halefiyet ilkesi gereği dava mirasçılarına karşı açılacaktır. Bir tasarrufla birden çok kişiye karşı tasarruf yapılmış (örneğin taşınmaz 3 kişiye bağışlanmış) ise davanın bunların hepsine karşı açılması gerekir. Yine birden çok farklı kişiye tasarruf yapılmış ise (örneğin ev birisine. Araba başka birisine bağışlanmış ise) bu kişilerde davalı olacaktır. Ancak zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Bütün kişiler dava edilmeyebilir. Ancak tenkiste sıra dava edilmeyenler de hesaba katılarak yapılır. Bu nedenle alacağın tam olarak karşılanmaması durumu ile karşılaşılabilir. Bu nedenle tenkiste sıra kuralı gereği bütün kişilerin dava edilmesi faydalı olacaktır
Tenkise konu mal bazen kazandırma yapılan kişi tarafından başkasına devir edilmiş olabilir. Bu durumda 3 kişiye karşı açılacak dava önem kazanmaktadır. Örneğin baba ölmeden önce oğluna bağışladığı tenkise tabi taşınmazın mal kaçırma amaçlı 3. kişiye devir ettiğini düşünelim. Taşınmazın sonraki alıcısına karşı bu dava açılabilir mi? Burada iyiniyetli olup olmadığına bakılması gerekir. Yani 3. kişi tasarruf sahibinin mal kaçırma amaçlı tasarruf yaptığını biliyorsa yada bilmesi gerekirse kötü niyetli olup ona karşı dava açılabilir. Bu husus İçtihadı Birleştirme kararı ile kesinlik kazanmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunu 13.5.1975 tarihindeki 1974/7 Esas, 1975/1 Karar) Tapuya güven ilkesinin bir sonucudur. Ancak 3. Kişi mal kaçırma iradesini bilmiyorsa, bilmesi de beklenemez ise iyi niyetli kazanımı korunacaktır. Bu durumda iyi niyetli 3.kişiye karşı tenkis davası açılamaz. Öncelikli olarak tenkis yükümlüsü mal kaçırma amaçlı devir etmeli. Alanda bu maksadı bilerek almalıdır. Kötü niyetli kişiye yapılan devrin şekli bağış satış olmuş önemli değildir.
TENKİS DAVASI AÇMA SÜRESİ VE YETKİLİ MAHKEME
Tenkis davasının açılma zamanı kanunda kısa süreli olarak belirtilmiştir. Kanunda sürenin hak düşürücü olduğu açıkça yazılmıştır. Yani dava şartı olup hakim tarafından re’sen dikkate alınması gerekir. Kanunda; “Madde 571- Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir” denilmiştir.
Dava hakkı, mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri andan itibaren BİR yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Süre vasiyetnameler hakkında açılacak davalar vasiyetnamenin açıldığı tarihten ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle düşer. Bir yıllık süreler murisin ölümden önce işlemeyeceği gibi mirasın açılmasından öncede işlemez. Çünkü tenkise tabi tasarruf olup olmadığı hususu ancak mirasın açılması ile belli olur. Bir tasarrufun iptali diğerini ihya ediyorsa süreler ancak bu iptal kararının kesinleştiği tarihte işlemeye başlar. İptal kararı ile yeni bir ölüme bağlı tasarruf meydana gelmiş olacaktır. Vasiyetname açılmadan bu süre işlemez.
On yıllık sürenin başlangıcı ise sağlar arası kazandırmalar ve ölüme bağlı miras sözleşmeleri açından mirasın açıldığı tarihtir. Vasiyetname için vasiyetnamenin açıldığı tarihtir. Vasiyetnamenin açılma tarihi Sulh Mahkemesi hakimi tarafından mirasçıların çağrılarak okunduğu duruşma tarihidir.
İptal davası gibi tenkis davasının tabi olduğu bir ve on yıllık süreler zamanaşımı değil, hak düşürücü süreler olduğunu unutmamak gerekir. Yani süre dolmakta hak düşer mahkeme re’sen dikkate alır.
Tenkis davasına bakma görevi kanunen Asliye Hukuk Mahkemesinindir. Başka mahkemede açılırsa dava görevsizlik ile ret edilecektir.
Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olduğundan kesindir. Hakim tarafından re’sen nazara alınır. Miras bırakanın son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi dışındaki bir mahkemede eğer tenkis davası açılır ise; yetkisizlik sebebi ile dava ret edilir.
Tenkis davası açmayan kişi defi olarak ileri sürebilir mi?
Süresinde tenkis davası açmayan mirasçı ya defi hakkı tanınmıştır. Saklı paylı mirasçı tenkisi, kendisine yönelik taleplere karşı def’i olarak her zaman ileri sürebilir. Ancak bu def’i sadece ölüme bağlı tasarrufla kazandırmaya dayanarak, tasarruf konusu malın veya paranın kendisine verilmesine yönelik taleplerine karşı ileri sürülebilir.
Tenkis def’i itiraz olmadığından hakim tarafından re’sen dikkate alınamaz Mirasçı tarafından açıkça ileri sürülmelidir. Defi sadece ileri süren lehine hüküm doğurur. İleri sürmeyen lehine hüküm doğurmaz. Defi itirazdan farklıdır. Kanun koyucu hak sahibine süresiz defi hakkı tanımıştır. Ancak bu haktan açık yada gizli feragat ile defi hakkı son bulur.
Tenkis Nasıl Yapılır? Tenkis Usulü Nedir?
Tenkisin nasıl yapılacağı kanunda belirlenmiştir. Saklı pay tamamlanıncaya kadar; önce ölüme bağlı tasarruflar tenkis edilir. Bununla saklı pay karşılanmaz ise en yeni tarihliden en eskisine doğru sağlar arası kazandırmalar tenkis edilir. Tüzel kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ile sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkise tabidir.
İspat yükü kime aittir?
Tenkis davasında ispat yükü ise genel kurullara göre belirlenmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde yer alan genel hükümler uyarınca müddei/iddia sahibi davacı yada defi hakkını ileri süren davalı taraf tenkise hak kazandığının ispat etmelidir.
Saklı paylı mirasçı olduğunu, miras bırakanın öldüğünü ve saklı payına el atıldığını ispat etmesi gerekir. Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 Sayılı Eski Medeni Kanun, bu tarihten sonra ölmüşse 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun Hükümleri uygulanır. Ancak düzenlemelerin benzer olduğunu belirtelim.
Terditli olarak Tenkis davası açılabilir mi?
Terditli olarak dava açılmasında kanunen sakınca yoktur. Dilekçe de önce tapu iptali yada tasarrufun iptali, mümkün olmadığı takdirde ise tenkis talep edilir. Önce tenkis, sonra iptal talep edilmesi kanunen olanaklı ise de mantıken yanlış olacaktır. Mahkeme öncelikle Tapu iptali yada tasarrufun iptali konusunda karar verecektir. Mahkeme tapu iptaline karar verir ise tenkis davası dolaylı olarak kabul edilmiş olacaktır. Ancak tenkis davası şeklen konusuz kalmış olacağı için dava ret edilecektir. Ancak davanın reddi haksız nedene dayanmadığından aleyhe masraf ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir. Çünkü tamın iptali için de, cüz’ün de iptali vardır. Yargıtay İçtihatları da masraf ve vekalet ücretine hükmedilmemesi yönündedir.
Ayrıca ölüme bağlı tasarrufların iptali. tenkise tabi sağlar arası tasarrufların tenkisi, terekenin hesaplanması, tenkiste sıranın uygulanması, tenkis hesaplamaları çok ayrıntılı konular olup ciltler dolusu kitap yazılabilir. Bu nedenle burada sadece özetlenmiştir. Bazı konular ayrı makale konusudur. Bu makalelere sitemizden ulaşabilirsiniz.
Saklı payın korunduğu tenkis davası karmaşık hukuki süreci nedeniyle mutlaka bir avukat tarafından takip edilmesi gerekir. Hatta konusunda uzman bir avukat tarafından takip edilmesi mağdur olmanızı engelleyecektir.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.