YEREL YÖNETİCİLER: ŞEHR-İ EMİNLER
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimini gerçekleştirdik. Birkaç münferit üzücü olay dışında ülkemizde huzurlu bir ortamda seçimler gerçekleştirildi. Bu demokrasimiz adına sevindirici bir durum.
Yeni seçilen tüm belediye başkanlarımızı kutlarım. Bir vatandaş, tüketici ve STK temsilcisi olarak belediye başkanlarımıza olan bakışımızı ve beklentilerimizi paylaşmak isterim.
Her ne kadar belediye hizmetleri ile hükümet çalışmalarını ayırmak gerekirse de hükümetin icraatları doğrudan veya dolaylı olarak halkın tercihlerini etkilemektedir. Bu yüzdendir ki yerel yönetimler ile merkezi yönetimi birbirinden ayrı tutmamak gerekir. Yani aynı partiden olup olmadığına bakılmaksızın koordineli ve anlayışlı bir birliktelik sağlanmalıdır.
Belediye başkanları, eğer bağımsız olarak aday olmadıysalar bir siyasi partiden belediye başkan adayı olarak seçime girmekte ve seçilmektedirler. Siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmazlarından ve halka hizmet etmek isteyenler için mecburi uğrak yeri.
Ancak yerel yönetimlerde ise durum biraz farklılık arz etmektedir. Çünkü bir belediye başkanı seçildiği andan itibaren kendisine oy versin veya vermesin şehrin tüm insanlarına hizmet etme noktasındadır.
İşte bu ve benzeri nedenlerle tüm halkına hizmet etmekle yükümlü, siyaset üstü bir konumda bulunması gereken belediye başkanları, kendisine güvenilerek emanet edilen o makamlarda bulunmaları ve şehri de temsil etmeleri nedeniyle şehr-i emin (şehrin güvenilir insanı) olarak da anılmaktadırlar. Seçilen belediye başkanları “Şehrin Emini (Şehrin Güvenilir İnsanı)” olarak halk tarafından seçilmiş olduklarından, seçim öncesi bir siyasi partinin mensubu olan başkanların parti rozetlerini yakalarından ve düşüncelerinden çıkartarak herkesin belediye başkanı ve Şehrin Emini olduklarını göstermeleri ve siyasetten uzak durmaları gerekmektedir.
Bu nedenle evvel emirde yeni seçilen belediye başkanlarından makam koltuklarına oturdukları ilk anda beklentimiz, yakalarındaki parti rozetini çıkartarak, tüm şehrin belediye başkanı oldukları konusunda açıklama yapmak olmalıdır.
Makamlar gelip geçici ve halkın emaneti olması bir yana, emanet sahibinin emanetini sonuna kadar saygı ve hassasiyetle koruması gerektiği de ortadadır.
Antalya’nın yoğun nüfusunu oluşturan halkımız sosyal ve kültürel yönden gelişmiş bir toplumdur.
Şehr-i Emin’lerimizin tavır ve icraatlarında;
– Her şeyden önce siyaset üstü olmalı
– Belediyenin imkânlarını kılı kırk yararak harcamalı
– Diğer belediye başkanları ve merkezi hükümet ile uyumlu çalışmalı,
– Tüm belediye birimlerinin icraatlarında kendi aralarında, diğer belediye ve ilgili kurumlarla koordineli çalışarak israf önlenmeli,
– Yaptığı çalışmalar ile halkın beğenisini ve takdirini kazanmalı,
– Her zaman ve her yerde ulaşılabilir olmalı, halka karşı sevecen ve saygılı olmalı, makamına girmek için birkaç müdür ve sekreteryadan geçmemeli
– Halkın sorunları başkasına gitmeden, bilinçli ve işinin ehli insanlar tarafından çözümü sağlanabilmeli, şikayetler takip edilmeli ve vatandaş bilgilendirilmeli,
– STK’ları ile irtibatı iyi, projelerinde STK’ya yer veren ve STK projelerine destek olan anlayışa sahip olmalı
– Yenilikçi, atılımcı, girişimci ve halkçı politikalar benimsemeli,
– Halkın özgürlük ve inançlarına saygılı olmalı, dayatmacı anlayışı ve uygulamalardan kaçınmalı,
– Belediyecilik hizmetlerinde plansız ve haber vermeyen anlayışa, planlanan süresinde bitirilmeyen çalışmalara kesinlikle yer verilmemeli, esnaf ve halk mağdur edilmemeli,
– Belediyeyi ve tüm hizmet kalemleriyle markalaşmalı ve marka şehir haline getirilmesini sağlamalı,
– Halkın eğlence ve aktivite imkanlarının çoğaltılmasını sağlamalı (park, bahçe, hayvanat bahçeleri, lunapark, teknokentler, tiyatro, sinema, fuar, mesire yerleri, sosyal etkinlikler, görsel sanatlar vs)
– Hedef çağdaş yaşanabilir bir şehir olmalı,
– Şehir yeşil ve mavi ile barıştırılmalı, yeşil ve mavi şehrin içlerinde yoğun bir şekilde görülmeli,
– Şehrin nefes alması sağlanmalı, şehir planlamacılar ile işbirliği içinde modern kent oluşturulmalı, caddeler buna göre düzenlenmeli, rüzgarın şehir merkezinde dolaşması sağlanmalı, hava kirliliğinin önlenmesi için her türlü imkan kullanılmalı, yüksek yapılara izin verilmemeli ve mevcutlar da yıkılmalı,
– Otopark sorunu kesinlikle çözülmeli, paralı park uygulamalarında vazgeçilmeli,
– Toplu ulaşıma aşırı önem verilmeli, yaya ve bisiklet yolları çoğaltılmalı, ücretsiz bisikletler halkın kullanımına sunulmalı,
– İstişare ve diyaloğa önem verilmeli ve planlama yapılırken tüm kesimlerin görüş ve istekleri alınmalı,
Aslında daha o kadar çok yazılabilecek şey var ki. Detaya inildiği zaman yazmakla bitmez desek yeridir. Ama her şeyden önemlisi Şehr-i Emin’in gururu, kibiri bir tarafı bırakarak insanlar içinde insanlardan bir insan olmayı başarabilmeli.
Ne kadar çok ihtiyacımız var Şehr-i Eminlere…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.